27 Mayıs 2010

CUMA


Zeynep bu hafta yine işe gitmeme pek bir bozuluyor. Ara Hanife'yi bugün dersin ki gelmeyeceğim:)
Hep söz verdim, bir gün bitecek bu söz tüm gün birlikte olacağız diyorum..
Acaba o zaman geldiğinde minik meleğim benimle mi olacak göreceğiz.

Annanecğim salı günü kalbi durmuş çalıştırmışlar ama Dr.kalbinin çok zayıf olduğunu söylemiş. Kendinin uynamasını bekliyorlar. İnşallah güzel haberler gelir.

Zeynep'in heyacanı bu aralar dışarı çıkma isteği.ne güzel hayattan istekleri hep basit ve önemli,
kendimi düşündüm bizimkiler hep heyecandan uzak hatta o kadar büyütüyoruz ki ulaşılması hep imkansız gibi gözüküyor.

25 Mayıs 2010

Hava güzel


Annanemin durumunda bir değişiklik yok. güzel haberler bekliyoruz.

Zeynep'imiz dün akşam daha kapıyı açmadan evde yokuz ile beni karşıladı,

- Anne tam dışarı çıkmak üzereydik.
- Yani ben mi engel oldum!
- Hadi gidelim. Ama söz ağlamadan yukarı çıkacağım.
- Tamam o zaman

Hemen üstümüzü değiştirip çıktık. Apartmanın etrafından dolaşıp yürüdük. Yolda bilumum börtü böcek ve çer çöp ile haşır neşir olarak. Ayağımızda parmak arası terliği ile yarım saat sonra eve döndük. gerçekten verdiği sözü tuttu ve ağlamadan eve girdik.

Meraklı Minik dergisine tekrar baktık. Böceklere kın kanatlılar, iki kanatlı ve dört kanatlı böceklere sonra gülerek anne adı neydi, "bok böceği" neydi :)

Tüm çocuklar daima huzurlu ve mutlu olsunlar.

24 Mayıs 2010

Ayşe hanım


Annanem, yoğun bakımda,
Duam hayırlısı olması dileğiyle,

Dedemin ve annemin kaybı annanemi çok yıprattı.Evde yanlız bir başına tek dert ortağı televizyondu. Asla karşısına gecelikleri ile çıkmaz yatarken bile kapatmaz ayıp olur diye,
Sekiz evladı var. Yanında olan 1-2 tanesi herkes dağılmış bir yerlere evi, çocukları işleri hepsi kendi derdinde,
dünden beri düşünüyorum. çocukluğumdaki anılarım, annanemin sabahın 7 sinde kahvaltı yaparken öğle yemeğini planlaması, asla yanında bile durmaya korktuğumuz vitrini sadece bakardık:),
dedemin beğendiği ellerini çok severdi "Faik ellerimi çok beğenirdi."
Dedem ile 13 yaşında evlenmiş ve birbirlerini çok severlerdi. Hiç bir gün birbirlerini üzmemişler. sırları sevgi-saygı imiş. Şimdi insanları ne olduğunu unuttuğu sihirli kelimeler,
saçlarını taraması tıpkı annem gibi hepsi gözümün önünde
mis kokulu hamamlarda yediğimiz patates salataları özellikle samutlu(dereotunun salamurası) bol ekşili ve yağlı güzel lavaş ekmeği ile,
kitaplarının arasına koyup kaybettiği parası için annemi arayıp,çabuk gel Melahat paralarımı bulamıyorum. Bu arada Annanem Malatya da annem İstanbul'da
Yaşını sorulmasını çok kızardı. Napacaksın diye sert çıkışırdı,

kendini has Annaneciğim yüreğim senden gelecek güzel haberleri bekliyor.

Annem ve Dedem yanındadır belki,belki ellerini tutuyorlar ve saçlarını okşuyorlardır...

23 Mayıs 2010

Ailece 3 güzel gün


Büyük aşkımız geldi ve üç güzel gün geçirdik. Hiç aklıma gelmezdi minik meleğimiz ile Taksim de gezeceğimiz. Yıllardır gitmediğimiz Zencefil'e gittik. Fiyatları çok fazla ve porsiyonları doyurucu gelmedi. üzüldüm eski aldığım keyfi alamadım diye..
Ama hayran olduğum Harbiye Askeri Müze beni yine büyüledi..mehter marşılarını minik meleğimizle izleyip dinledik..büyük bir maneviyatla döndük evimize..
bir sonraki gün bir düğüne gittik. Evlenen arkadaşın zorlu hastalık süreçi sonrası mutluluğunu görmek çok güzeldi..
ve Pazar aniden geliverdi..büyük aşkımızı bir sonraki gelişe kadar yolculadık.

17 Mayıs 2010


Yeni hafta geldiği gibi gidiyor. Ama bu hafta 1 gün eksik olacak biliyorum.19 Mayıs'ımız geliyorken oda gitti bitti..
Gelelim geçen haftadan kalan günlerimize.
Aslında sohbet ederken deriz ya aynıııı hayat işte devam ediyor. Ama biraz düşüncü her gün kendine özel ve her günün içinde güzellikler saklıdır.
Güzellik Zeynep'imizin büyürken bizede öğrettiği hatta tattırdığı güzellikler..bir telaşlı ki bir de o kadar dikkatli, hem izlemek hemde içine dahil olmak zor oluyor.Ama hayat kendi hızı ile devam ediyor.

Hikayemiz başlangıci 2004.Aralık ayına gidiyor. Bir Konser ile başlayan serüvenimiz bugünlere geldi.devam edeceğim:)

14 Mayıs 2010

Veli inisiyatifi montessori okulu

Güzel ülkemde yine güzel olacak adımlar koşarak geliyor. Bizde bunun içinde yeralmaktan kızımla mutlu olacağız.

Detaylı bilgi için
http://montessoriokul.blogspot.com/

11 Mayıs 2010


Saatler ne kadar hızlı ilerliyor. Sanırım bir acelesi var. bir yerlere yetişeceğiz de benimmi haberim yok...
Cuma gecesine bir kala büyük aşkımız geldi. Özlem gelmek ile gelmemek arasında kalmış:) gerçi her zaman ki gibi pek fazla konuşmadan ama hep paylaşarak anı yaşayarak geçti.
Elini bize Yalova-Gemlik uzattı. Güzel bir feribot ile başladı. İnmeye yakın gelen tost ve çaylar ile kahvaltı yaptık. hava güzel Zeynep şahane daha ne olsun..
Bu aralar Zeynep ile dışarıda tuvalete yetişmelerimiz, bulduğumuz yerlere yapmamız tam bir komedi. Feribotta çöp kovasına bile yapmak zorunda kaldık daha ne diyeyim.
Pazar günü oldum olası sevemem adından mı yoksa tadından mı bilmem ama işte öyle bişey, veee akşam büyük aşkı bir sonraki buluşmaya kadar gönderdik.

Pazarertesi günü meleğimizin burnu akmaya başlamış. Salı günü bir de huysuzluk diyorlar ama aslında kendini güvende hissetmek için benimle olma isteği ile ağlamaları sarılmaları artı, bende Dr.gitmek üzere evden ayrıldım. Dr. minik bir kırmızılık dışında gayet güzel buldu. Artık bünyesinin bu minik kırmızı canavarı uzaklaştırması dilerim.

Beylikdüzü açılan doğal pazara gittik. 10 tane pazar standı içinde hallerinden pekde memnun olmayan insalar vardı. çünkü giden insan sayısı da o kadar dı :( Haziran da Cumaertesine alınacakmış. Hadi umarım daha çok talep olur. ve umarım insanlar bu alanda da hile hurdaya gitmezler. Temiz ve dürüst herşeye ihtiyacımız var. Yarınlarımız güzel meleklerimiz için.
Biz fide(domates,patlıcan,biber,salatalık,çilek) aldık. Ayrıca tahta oyuncak ve meyva-sebze de aldık.

05 Mayıs 2010

Bİlmiyorum karışığım yazım gibi..


Ben mi fazla hassasım yoksa artık hiç bir şey dün gibi değil.
Dünü özlemek sanırım bu olsa gerek.

Dün dünde kaldı diyip önümüze bakmak gerekir değil mi! Ama olmuyor taşlar bir türlü yerine oturmuyor ki ben hala dünden öte dünden ziyadeyim.

Özlüyorum annemin beni telaşlı aramasını ya da bugün ne istersin demesini..özlüyorum bir büyüğümüzü gördüğümüzde saygı ile varlığımızı hissettirmeyi.özlüyorum elimdeki sağlıklı ekmek arası domatesi.özlüyorum ellerime bulaşan çamurdan yada içinde yuvarlandığım otlardan bana zarar gelmemesini evet dünümü özlüyorum.

Güzel meleğime bunları bırakamadığım için üzgünüm. biraz yeşillik görsün ama içine dalmasın of neme lazım kene bulaşır diye kilometrelerce yol gidiyorum.niyemi kızım alışveriş merkezlerinde büyümesin diye..

çok üzgünüm hatta kızgınım ama kime!!!!

Güzel meleğim ev ile apartman arasında sıkışmış bir iki park denen ama neden ise büyük çocukların garip enerjilerini attığı alanda sallanarak biraz koşarak günün geçiriyor.

Bu çocukları dünden çocuk olanlar büyütüyor.Lütfen daha güzel daha saygılı daha özenli yetiştirelim. Kendi ve çevresine önem veren hatta kendinden önce başkasını düşünen parmak ile gösterilebilecek yavrular yetiştirelim değil mi!

Belki o zaman dünde kalanlar bugünde hayatımızda olur.Sevgiyle,

Meleğim seni çok seviyorum.

03 Mayıs 2010


Güzel bir haftasonu geçirip.yeni bir haftaya başladım. Bu Cumartesi kızım ile yalnız kaldım. bir an bocaladım. hep yanında kardeşlerim yada birileri olur idi..neyse gayet güzel bol sevgi dolu, sarılmalı, gezmeli bir gün geçirdik.

gün sonunda aldığımız scooter ile ev içinde dört dönmeler "anne park edecek yer bulamadım buluyum geleceğim." ben banyo da beklerden kaç kere duyduğum saymadım.

Cuma günü akşamı hatta geceye bir kala büyük aşkım gelecek..özlem ile mi yoksa özlemsiz mi:)